- et
- is.1. 肉: \et beni 解́ 痣 \et lokması 肉菜, 肉食 \et suyu 肉汤, 高汤 \et tavuğu 肉鸡 Etin fiyatı yükselmeye başladı. 肉价开始上涨了。Istakozun eti beyaz olur. 龙虾的肉是白色的。2. 身体, 肉体: Gömleği yırtılmış, eti görünüyor. 他的衬衫撕破了, 肉都露出来了。İnsanın eti ağır. 成́ 人的躯体最沉, 伺候瘫子最累。3. 果肉, 果瓤: Bu zeytinde et denecek bir şey yok. 这个橄榄没有一点肉。◇ \et bağlamk 1) 发胖: Et bağlamak için neler yapmadı ki … Ama gene cılız gene tahta gibi. 为了长肉, 他什么事也不干, …可仍然瘦得像搓板似的。 2) (伤口)愈合, 长好: Elindeki yara bir ayda et bağladı. 他手上的伤一个月就痊愈了。\et can tutmamak 不发胖, 不长肉: Çok yiyor; fakat hareketli; et can tutmuyor. 他吃的多, 但是活动也多, 一点儿肉也不长。\et ekmek sahibi olmak 能挣钱糊口: Evlâdım büyüdü, et ekmek sahibi oldu da gözümü biraz açtım. 我的儿子长大了, 能养家了。我也可以喘口气了。\et kafalı 呆头呆脑的: On kere söyledim bir türlü anlamadı et kafalı. 我都说了10遍了, 他还是不明白, 真是个肉头。\et kesimi (封斋前的)狂欢节 \et kırımı (封斋前的)狂欢节 \et tırnak olmak 建立密切的家庭关系 \et tutmak 1) 发胖, 长肉: Bu et tutmamış davarı satalım. 咱们把这只不长肉的羊卖了吧! 2) (伤口)愈合, 长好 \eti budu yerinde 丰满的, 胖的 \eti ve kanı 骨肉至亲: Benim etim ve kanım demek olan bir insanın evime gelmesi üzerinden daha on beş gün geçmeden bir hayvanın yapamayacağı işler yapacağını düşünmemiştim. 想不到骨肉至亲, 家来才半个月, 竟干出这等禽兽不如的事情。-in \etinden \et koparmak (或 kesmek) 使痛, 使痛苦 \etine dolgun 丰满的, 不胖不瘦的, 身材匀称的 \etken yiyip kemikken atmak 拈轻怕重 \etle tırnak gibi 关系密切的, 唇齿相依的, 血肉相连的◆ Et kakarsa tuzlanır, ya tuz kokarsa ne yapılır? 肉要变质用盐腌, 盐变质了又该如何?Et tırnaktan ayrılmaz. 唇齿相依, 骨肉难分。Eti ne, budu ne? 1) 年幼无知 2) 无助, 势单力薄, 贫困 Eti senin, kemiği benim. (家长对老师、师傅等讲)你就大胆地管教我的孩子吧!Etle tırnak arasına girilmez. 清官难断家务事。
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.